Geçmişte halk devlet idarecilerinin önünden gider, değişime ayak uyduramayan, kadrolaşmış, icraat üretemeyen ve hantallaşmış beceriksiz hükümetler ülkedeki ve dünyadaki gelişimleri hep geriden takip ederdi. Bu ülkede özel radyoların yasak olmasına rağmen patır patır özel radyoların açıldığı günleri ve nihayet yüzlerce özel radyonun yayın yaptığı bir ortamda yasanın değiştirildiği günleri gördük. Arabalarımızın antenlerine siyah kurdele bağladığımız dönemler sadece on küsür yıl öncesidir.
Bugün ise artık herşey tam tersine dönmüş bir görüntü çiziyor. Artık eskiye nazaran çok daha dinamik, dünyadaki gelişmeleri ve teknolojiyi çok daha hızlı ve yakından takip edebilen, zamanını ve enerjisini kısır çekişmelerle uğraşmak yerine icraat üretmeye harcayan, bundan 10 yıl önce hiçbir iktidarın cesaret edemeyeceği şekilde seçimlere bir kaç ay kala bile cesur ve devrim niteliğinde kararlar alabilen, üstelik bu kararları alırken ülkenin genetiğine işlenmiş olduğunu hepimizin kabul ettiği "cemaat" ya da "hizmet" adıyla anılan ve hem sosyal yapılanması hem de medyasıyla ülke genelinde oldukça etkili ve büyük bir kitleyi karşısına almaktan çekinmeyen, küresel anlamda yeni bir dünya düzeni kurulurken halkının gerisinden gitmek şöyle dursun, tepkilere kulak asmadan ülkeye ciddi devinimler kazandırırken artık halkının takip etmekte zorlanır hale geldiği bir hükümetle karşı karşıyayız. Dersanelerin kapanması sorunsalı da kendisine tam bu hassas noktada yer buluyor.
Demek ki bugünlerde yaşanılanlar tam bu perspektiften ele alınırsa daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecektir.
Artık sokaktaki vatandaş bu çekişmenin taraflarını izlerken ve özelde dersane konusunda kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda bir tercihte bulunacakken, genelde bu tercihi ile aslında; devletin hantallaşmış, eksik, sakat işleyen kurumlarını sağlıklı ve geleceğe umutla bakan yenileri ile değiştirmek isteyen ve çarpık düzenin yasal boşluklarının sağladığı küçük menfaatleri bu ülkenin ali menfaatlerine tercih edenlerin sisteme egemen olduğu bir dönem ile; yukarda da özetlediğim gibi geleceği bugünden görebilen, yenilikçi ve cesur adımlar atabilen, dış politikada attğı adımlarla ülkenin saygınlığını her geçen gün yukarılara taşıyan, ekonomik kalkınmadaki başarısını ve istikraını taraflı tarafsız tüm kesimlere kabul ettirmiş, bu arada geçmişten aldığımız geleneksel ve kültürel kodlarımızı ileriye taşımayı da ihmal etmeyen idarecilerin önderliğindeki yeni bir dönem arasında karar vermek zorundadır.
Bu kararın kişilerin zihin dünyasına katkısı; askerin kışlasına çekilmesi, üniversitelere başörtüsü ile girme, mecliste başörtüsü tabusu, Kürt sorununa getirilen farklı bakış , eğitim sisteminin sırtındaki dersane kamburu, gezi olaylarında ülke üzerinde oynanan oyunlar gibi yaşanan pek çok olayda kendisini gösterme fırsatı bulabilecektir.
Yine bu tercihi de kişinin sadece kendi hayatını ve geleceğini belirlemekle kalmayacak, ya 2023 ve 2071 vizyonunu gerçeğe taşıyacak dinamik bir gençliğin önünü açmasına, ya da aynı gençliğin son 70 yıldaki kısır politikaların ve sosyal çekişmelerin arasında kalmasına sebep olacaktır.
1-12-2013
No comments:
Post a Comment