Dünyanın her yerinde -belki de başka hayatlar varsa oradaki "taşıma vasıtalarında" bile- araçlarda sinyal kolu bulunur (ya da bulunması beklenir).
Bu kol, araçlar trafikte seyir halindeyken en problematik hareket olan dönüş ve şerit değiştirme anlarını "öncesinden" bilgi vererek etrafındaki yaya ve araçların haberdar edilmeleri içindir.
Evet, sadece biz insanlık alemi için değil, tahminimize göre var ise eğer diğer cismani alemler için bile geçerli olması gereken bu en basit ama bir o kadar da hayati önem taşıyan kol biz Türkler için ne anlam ifade ediyor acaba?
Vallahi yaklaşık 15 yıldır yollarda araç kullanan bir sürücü olarak bunun cevabını ben bulamadım.
Genelde tespit ettiğim kadarıyla, özellikle dolmuş ve taksi sürücüleri için çok güzel bir tespih asma bölgesi olarak kullanılır durumda.
Onun dışında pek kullanıldığını ben göremedim, göremiyorum. Gören varsa bana anlatsın.
Önünüzde giden araç anında çekiliverir, sağınızdan bir anda önünüze geçer, ana yola çıkmak için beklerken soldan gelen son bir aracı aracı daha geçsin diye beklersiniz......beklersiniz.....beklersiniz....o da ne? Gelir bir güzel sizin bulunduğunuz yola dönüverir. Halbuki sinyalini vermiş olsa, siz de hazırlığınızı yapar, en azından aracın düz gitmeyeceğini bilirsiniz değil mi?
Ya da sakince düz yolda gidersiniz, o sırada sağda duran bir aracın birden, hem aynaya bakmadan, hem de sinyal verme nezaketinde bulunmadan önünüze çıkıverdiğini görürsünüz.
İşin trajikomik tarafı, yollardaki bütün sürücüler bu hatalarla sürekli karşılaşırlar, hatta zaman zaman sesli/elli/kollu olarak tepkilerini de belirtirler. Ama maalesef bu tepkiselliğin mahiyetinde "benim bunu yapmamam lazım" yoktur.
Ne acı ki, tam tersine, "Al ben de başkasına yapayım da görsün" vardır.
Bu sadece sinyal ya da trafik meselesinde değil, hayatımızın her alanında karşılaşılan bir durumdur esasında.
Nedendir...niyedir....niye böyledir...anlayabilmiş değilim.
Çözümsüzlüğün, çözümle buluşamamasının altında yatan en temel nokta da işte burasıdır !
No comments:
Post a Comment